Türkiye'nin beş gün içinde, dünyanın iki süper gücü olarak bilinen Amerika ve Rusya'yı masaya oturtup istediği sonuçları söke söke alması zafer değilmiş...
Muhalefetimiz öyle diyor...
Enteresan olan şu ki bütün dünya medyası "Türkiye büyük zafer kazandı" diyor. Amerika, Avrupa Birliği, Arap Birliği gibi devler birbirine düşmüş durumda. Neredeyse hepsi ağız birliği etmişçesine "Türkiye bu sonuçla bölgede artık süper güç olduğunu kanıtladı" diyor.
E, biz de buradan, yani Türkiye penceresinden bakınca hakikaten büyük bir zafer elde edildiğini görüyoruz. Demek ki ortada ismini koymamız gereken bir durum var. O durum da şudur ki "Türkiye zafer kazanmadı" diyenler meseleye YPG ve PKK'nın penceresinden bakıyor, terör örgütünün hâletiruhiyesi ile konuşuyor.
Zaten bunu da hiçbir zaman inkâr etmediler. Hatta YPG ve PYD'yi terör örgütü olarak görmediklerini de gözümüzün içine baka baka söylediler.
"Yok öyle bir şey, iftira atma" diyenler çıkacaktır muhakkak.
Onlara CHP içinde kimlerin "YPG ve PYD terör örgütü değildir" dediğini tek tek hatırlatmakta yarar var.
1 CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, "Sınırımızda başkası olacağına YPG olsun. Bizim için hiçbir sakıncası yoktur" dedi.
2 CHP'li emekli Tuğamiral Türker Ertürk, "Sınırımızda radikal İslami örgütler olacağına, iyi ilişkiler geliştireceğimiz YPG'liler olsun" dedi.
3 CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, "PYD bildiğiniz gibi bir siyasi oluşumdur. YPG ise onun siyasi kanadıdır. Bunlar terör örgütü değildir" dedi.
4 Siha Sezgin olarak bildiğimiz CHP'li Sezgin Tanrıkulu, "PYD Suriye'de kendi yaşamlarını kurmaya çalışan, kendi topraklarını korumaya çalışan bir örgüttür ve terör örgütü değildir" dedi.
5 CHP Milletvekili Selin Sayek Böke, "Ne ben ne de arkadaşlarım bir yapının terör örgütü olduğuna dair bilgilere sahip değiliz" dedi.
6 CHP'li Erdal Aksünger, "Başından beri söylüyorum. PYD bir terör örgütü değildir, bir siyasi oluşumdur" dedi.
7 CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bizim için YPG terör örgütü değildir. YPG kendi vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşumdur" dedi.
Bütün bunlar kıyıda köşede değil, televizyon ekranlarında söylendi. Videoları internette hâlâ fır fır dönüyor.
Daha beteri de var ha...
YPG ve PYD ile yetinmeyip direkt olarak PKK'ya destek veren isimler de var CHP içinde...
Terör örgütü PKK'ya operasyon yapılınca "Türkiye Kürtleri katlediyor" diyen Canan Kaftancıoğlu var, "Hiçbir şeyden tiksinmedim şehitlik kavramından tiksindiğim kadar" diyen Sare Kadıgil var.
Efendime söyleyeyim...
Teröristleri özel bir hastanede tedavi ettirdiği için açığa alınan Selçuk Mızraklı ile 300 teröristi Mardin Belediyesinde işe alan Ahmet Türk'e destek koşusu yapan malum Başkan var.
Dedim ya...
Bunların "Zafer kazanmadık" demesi boşuna değil zira yanında oldukları YPG'lilerin hezimet yaşaması onları ziyadesiyle etkilemiş durumda...
Şimdi utanmadan yeni birkaç argümana sarılmışlar. Birinci argümanları şu:
"Efendim Türkiye terör örgütü ilan ettiği PYD'nin lideri Salih Müslim'i Türkiye'ye davet edip kırmızı halıda karşılamadı mı?" diye soruyorlar.
Evet canım...
Karşıladı!
Türkiye bu kişiyi vakti zamanında Ankara'ya davet etti, "Bak, sınırda bir terör devleti kurma girişimlerinizin olduğunu duyuyoruz. YPG adında bir silahlı güç kurmaya çalıştığınızı, Amerika'dan destek aldığını duyuyor, görüyoruz. Böyle bir işe girişirseniz, o devleti tepenize yıkar, sizi de o toprakların altına gömeriz" dedi ve gönderdi.
O günden sonra, sözünün dışına çıkarak terör yapılanması hâline gelen PYD'ye savaş ilan etti mi?
Etti...
Salih Müslim hakkında kırmızı bülten çıkarıldı mı?
Çıkarıldı. YPG terör örgütü mensupları sınır ötesinde tek tek avlanarak toprağın altına gömüldü mü?
Gömüldü...
Aradaki fark ne biliyor musunuz?
Salih Müslim denen adam bir siyasi oluşumun başındayken siz karşısındaydınız. Ne zaman ki Salih Müslim bir terör örgütü kurup Türkiye'ye saldırmaya başladı, siz de yanında saf tutmaya başladınız.
Bu kadar basit!..
Gelelim kullandıkları ikinci argümana...
"Efendim bizim terör örgütü dediğimiz PYD'nin Rusya ve Amerika'da ofisleri var. Avrupa bunları terör örgütü olarak görmüyor" diyorlar.
O da bir şey mi cancağızım!
Adamların Türkiye'de binlerce ofisi var. Hem de PYD olarak değil, HDP olarak var. Diyarbakır'da nöbet tutan anneler, "Bizim çocuklarımızı bunlar dağa çıkardı. Bizim çocuklarımızı PKK'ya bunlar gönderdi" diyerek HDP'lileri suçlamıyor mu?
Al sana Türkiye’deki PKK bürosu!
Dahası...
Adamların Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne girmiş milletvekili görünümlü teröristleri var.
Ve bunlar sizin sayenizde var!
Sizin sayenizde çünkü; genel seçimlerde, baraj altında kalacakları yüzde yüz kesinleşmişken, "Her evden HDP'ye bir oy" diye kampanya yapan sizlerdiniz. "Beraber güzel salladık" diyen sizdiniz. HDP barajı aştı diye pilav dağıtan sizdiniz.
Yerel seçimlerde ittifakınıza dâhil ederek onlara belediyelerin kapılarını açan sizdiniz.
Unuttunuz mu yoksa?
Sözün özü...
PKK, YPG, PYD veya HDP isimli örgütler Türkiye'nin bekası ne kadar ciddi bir sorun ise siz de bu ülke için bir o kadar millî güvenlik sorunusunuz!
Onun için sabah akşam duamız şudur:
Allah bu ülkeyi sizin elinize düşürmesin.
Amin!
Süleyman Özışık/Türkiye Gazetesi