Vali istifa” diyenler, Sağlık Bakanı’na hakaretle suçüstü oldu!

Zonguldak’ta, 567 koronavirüs vakası tespit edilmiş.Bu 567 vakanın 137 tanesi sağlık çalışanı..Bu; bir yandan sağlık çalışanlarının fedakarca çalışmasının bir sonucu..Ama tüm Türkiye’deki oranlamaya
baktığınızda, Zonguldak’taki toplam vakaya göre

sağlık çalışanlarının nerede ise üçte bir oranında olmasının da bize vereceği bir uyarı olması gerekmez mi?
İyi niyetle..İşte bu oranın yanlışlığını dile getirmiş, Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş..

“Sağlıkçılarımız kendilerini koruyamadılar. Baştan bu tarafa, her tedbir alınmasına rağmen sağlıkçılarımız hastalarla diyaloglarla kendilerini korudular. Ancak birbirleriyle diyaloglarını korumadılar” demiş, Vali Bektaş..

Bir tespitten öte, iyi niyetli bir uyarıdan başka..Tabloyu analizden başka..

Bir saygısızlık, sağlık çalışanlarına hakaret var mı?

Ne yapmasını bekliyorsunuz Vali’nin?

Bir ilde, 567 koronavirüs vakası var iken..

Bunun 137 tanesi sağlık çalışanlarında yaşanmış ise..

Bu tabloya dikkat çekilmemesi mi gerekir?

Hele hele..

Vali’nin elinde büyük ihtimalle bilgi de var ki, hatırlatıyor:

“Kendi aralarındaki ilişkilerinde yeteri kadar dikkatli olmadıkları için hem kendilerini hem de bizi sıkıntıya soktular.”

Bir vali, “Sağlık çalışanları kendilerini de, bizi de sıkıntıya soktu” derken..

Sağlık çalışanlarının kendilerini de sıkıntıya soktuğunun özellikle altını çiziyorsa..

Bu Vali’yi hedefe koymak isteyenler, acaba ne yapmak istiyorlar?

Hele hele..

Her şeye rağmen, yine de tartışmayı büyütmemek için.

O Vali..

“Konuşmada, sağlık çalışanlarımızı, kastı aşsa da üzecek, yanlış anlamaya uygun ifadelerin telaffuz edildiği ortaya çıkmıştır. Tabii ki konunun asıl sahibi sağlık camiasını üzmek gibi bir kasıt asla söz konusu değildir” girişi ile..

Ama bunlarla yetinmeyerek..

Özellikle şu cümleyi de kurmuş ise:

“Her şeye rağmen bu sıkıntılı günlerde sağlık çalışanlarımızın üzülmesine sebep olmuşsak, kendilerinden açık yüreklilikle özür diliyorum.”

Kim, daha ne diyebilir bu Vali’ye?

Ama diyorlar..

Saldırıyorlar..

Hakaret ediyorlar..

Alçakça ifadelerle itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar..

Burada bir tespit yapıp, benzer bir başka olaya geçeyim..

Zonguldak Valisi sağlık çalışanlarının daha dikkatli olmaları gerektiğini söyleyerek, eleştirmiş oldu..

Bu eleştiri, bir kesim tarafından haksız bir tespit olarak gösterildi.. Vali istifaya bile davet edildi..

Buraya bir virgül koyup..

Bir başka örneğe geçiyorum..

Onlarcası var da..

Daha dün yapılanı vereyim.

İstanbul Tabip Odası..

Bakın, koronavirüs salgını sebebi ile, geceli gündüzlü çalışan siyasi iktidarın temsilcilerini, nasıl suçluyor..

Nasıl hakarete maruz bırakıyor..

Öyle Valimizin, “Kendilerini de sıkıntıya soktular” şeklinde bir hakkaniyet dolu tespiti bile değil..

Sanki siyasi iktidar, kasten sağlık çalışanlarını zora düşürmek için ihmalkarlık yapıyormuş, kendileri tatile çıkmışlar, sağlıkçıları salgın ile başbaşa bırakmışlar gibi, bakın nasıl suçlama yapıyorlar:

“Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın 14 Nisan akşamı salgının yayılma hızını kontrol altına aldıklarını açıklamasıyla sokağa çıkan insan sayısı artmıştır.”

Kime yapıyorlar bu suçlamayı?

Muhalif bir işadamına ait Arçelik adına dünkü Başakşehir Şehir Hastanesi’nin açılışında..

Entübe hastalara solunum cihazı üretme işini nasıl aldığını açıklayan Arçelik Proje Lideri Ramazan Işık’ın anlatımıyla..

“Gece 03.30’da Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca ile yaptığımız toplantıda aldığımız görev gereği üretime başladık” açıklamasındaki, görevi veren bakana, bu suçlamayı yapıyorlar..

Düşünün..

Sabahtan akşama kadar Bakanımızın, Bilim Kurulu ile toplantı.. Hastane başhekimleri ile görüşmeler.. Vatandaşın huzuruna çıkıp bilgilendirmeler yaptığına şahittik ama..

Gece yarısı, solunum cihazı üretme noktasında fabrika yetkilileri ile görüşme yaptığından haberdar değildik..

Böyle bir Bakan’a..

İstanbul Tabip Odası’nın yaptığı suçlamaya bakın..

“Yaptığı açıklama ile, salgının yayılma hızını artırdı!”

Afedersiniz, Zonguldak Valisi’nin iyi niyetle, suçlama yapmadan, sadece “Tedbirli olabilirlerdi” anlamında sarfettiği söz ile kıyaslarsanız, Tabip Odası’nın Sağlık Bakanı’na yaptığı suçlama, çok daha ağır bir suçlama değil mi?

Ağır ama..

Tabip Odası’nın o açıklaması, şu an tüm muhalif medyada, allanıp pullanarak takdim ediliyor. Bakan’ı itibarsızlaştırmak için manşetlere taşınıyor..

Tabip Odası’nın suçlaması bununla da bitmiyor..

“Ciddi sorunlar devam ediyor” diye başlayıp..

Yine Sağlık Bakanı’nı hedef tahtasına koyup, şunları söylüyorlar:

“Sağlık kuruluşlarında maske, önlük, eldiven gibi koruyucu donanım eksikliği ilk haftalara göre azalmakla birlikte devam ediyor. Birçok hastanede vardiyalı çalışmaya geçilmekle birlikte bazı hastanelerde özellikle asistanlar hala daha aralıksız 36 saat çalıştırılıyor.”

Acımasızca, yalanlarla dolu iftiraları şöyle devam ediyor:

“Hastalar hizmet alacak sağlık kurumu bulmakta zorlanıyorlar.”

“Hangi hastane?” diye sormayın..

Yalan söylüyorlar çünkü.. İftira atıyorlar.. Bu ülkenin, gece yarısı bile özveri ile çalışan Bakan’ına, Cumhurbaşkanı’na iftira ederek, kendi ideolojilerinin önünü açmaya çalışıyorlar..

“Maske takma zorunluluğu getirilip satışın yasaklanmasına ve maskelerin eczanelerden temin edileceği duyurulmasına rağmen yeterli ve düzenli dağıtım yapılamıyor, vatandaşlar mağdur oluyor” diyorlar..

Milyonlarca maskenin dağıtıldığı Türkiye’de, bunu utanmadan söyleyebiliyorlar..

“Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği kodlama sistemine uyulmuyor” diyorlar..

Alçakça..

Haince..

Hiç düşünmüyorlar, “Bu kodlamaları, sana üye olan doktorlar doldurmuyor mu? Bir yanlış varsa, senin üyelerin de bundan sorumlu değil mi?”

Zonguldak Valisi ile başladım..

Valinin sağlık çalışanlarına bir küçük sitemi ile başladım.

Tabipler Odası’nın, geceli gündüzlü çalışan ve kendisi de bir doktor olan Sağlık Bakanı’na yaptıkları hakaretlerle bitirdim..

Vali için “İstifa” diyenler. Tabipler Odası için “İstifa” diyeceklerine, onların açıklamalarını manşet yapıyorlar..

Maalesef, burası Türkiye..  Ali Karahasanoğlu/Yeniakit