Çin’den gelen haberler pek iç açıcı değil. Henüz net bir isim verilmeyen, 2019nCoV şeklinde kodlanan ve gizemli koronavirüs denen ölümcül hastalığın Çin’in Wuhan kentindeki Hua Nan Deniz Ürünleri Pazarı’ndan 31 Aralık 2019’da yayılmaya başladığı biliniyor. Ya da bu şekilde iddia ediliyor. Çünkü virüsün nasıl ortaya çıktığı hakkında farklı tezler de sürülüyor.
Şimdiye kadar yapılan açıklamalarda yarasada bulunan virüsün insana doğrudan bulaşmayacağı, ancak başka bir hayvan üzerinde mutasyona uğrayarak insanlara geçebileceği duyuruldu. Bu da virüsün yarasadan hangi hayvana bulaştığı ve o hayvandan nasıl insanlara geçtiği kısmını büyük bir soru işareti olarak bırakıyor.
Virüsün çıkış noktası için dillendirilen başka bir iddia ise tam manasıyla kan dondurucu…
ÇİN’İN İLK BSL4 LABORATUVARI
Geçmişte hayvandan insana geçen ölümcül SARS ile mücadele eden Çin yakın zaman önce benzeri hastalıklarla mücadele edebilmek için ultra güvenlikli bir laboratuvar kurdu. Yaklaşık 44 milyon dolara kurulan bu tıbbi merkez üst düzey güvenlik seviyesi ile donatıldı. Amaçları ise BSL4 olarak adlandırılan (Biyomuhafaza Seviyesi – 4 / En yüksek seviye) hastalıklara karşı çözüm üretmek için patojen araştırmaları yapmaktı.
Bu arada bilgi olarak verelim… Ülkemizde de görülen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi BSL3 iken SARS, MERS, Lassa Humması, EBOLA gibi hastalıklar ise BLS4 seviyesinde görülüyor.
Bu tarz merkezlerin kriterleri; havayı filtrelemek ve laboratuvardan ayrılmadan önce su ve atıkların tamamen arıtılması ve araştırmacıların laboratuvar tesislerini kullanmadan hem önce hem sonra duş alıp kıyafet değiştirmelerini şart koşmaktadır.
CANLI HAYVANLARI KULLANIYORLAR
BSL4 laboratuvarları bu tarz ölümcül salgınlara karşı önemli işler çıkarmakla beraber her türlü tedbire rağmen virüslerin burada kaçma ihtimali bulunuyor. Zaten bahsi geçen laboratuvarın Çin’de bulunması özellikle Avrupalı bilim adamlarının tepkisini çekmişti. Çünkü Çin’de resmi olarak hayvan denekler kullanılabiliyordu ve bu durum daha önce hiç ortaya çıkmamış virüslerin de üretilebilmesi manasına geliyordu.
SARS VİRÜSÜ SIZMIŞTI
ABD’nin New Jersey eyaletinde bulunan Piscataway Üniversitesi’nde görev yapan moleküler biyoloji uzmanı Richard Ebright bu konudaki endişelerini defalarca dile getirdi ve SARS virüsünün Çin’deki laboratuvarlardan birçok kez sızmayı başardığını söyledi. Üstelik Çin’de 2017’de hizmete giren bu tıbbi merkez, deprem kuşağında bulunmayan bir bölgede olmasına rağmen 7.7’lik bir depreme karşı dayanıklı olarak inşa edilse de virüslerin, hem de insanoğlunun daha önce hiç görmediği virüslerin dış dünyaya salınmasını önlemek için hiç de güven vermiyordu.
ABD’de bulunan CHROME isimli biogüvenlik ve biomuhafaza şirketinin sahibi olan Tim Trevan da BSL4 laboratuvarlarının Çin gibi kapalı toplumlarda bulunmasının tehlikeli olabileceğini ve uluslararası denetim mekanizmalarına açık olması gerektiğini belirtti. Aksi takdirde dünyanın hiç de görmek istemeyeceği hastalıkların ortaya çıkması olası görünüyordu.
2017’nin Ocak ayında Çin Ulusal Uygunluk Değerlendirmesi Akreditasyon Hizmeti (CNAS) tarafından BSL4 standartlarını ve kriterlerini karşıladığı için sertifikalandırıldı. CNAS, laboratuvarın altyapısını, ekipmanını ve yönetimini inceledi ve bir CNAS temsilcisi Sağlık Bakanlığı'nın onay vermesine yol açtı. Ama Çin’in ilk Ulusal Biyogüvenlik Laboratuvarı, uluslararası denetimciler tarafından bir teste tabii tutulmadı.
GİZEMLİ VİRÜS LABORATUVARDA MI ÜRETİLDİ
Bu laboratuvarın, şu an dünyayı kasıp kavuran gizemli virüsle ilişkilendirilmesi ise bulunduğu şehirle alakalı. Evet, Çin’in tek Biyogüvenlik Laboratuvarı, koronavirüsün bir pazarda ortaya çıktığı iddia edilen Wuhan şehrinde bulunuyor.
Ve virüsün yarasadan, insana bulaşmadan önce başka bir hayvan üzerinde mutasyona uğrama ihtimalinin zorluğu; akıllara korkunç bir soruyu getiriyor: Acaba bu virüs olası salgınları önlemek adına laboratuvarda üretilmiş ve oradan sızmış olamaz mı?
KORKUNÇ SENARYOLAR VAR
Daha kısık sesle dillendirilen bir iddia daha var.
Çin’in daha önce hiç yapılmamış bir uygulamayla 11 milyonluk bir şehrin tüm girişçıkışlarını askeri güçlerle kapatarak karantinaya alması, tüm dünyayı dehşete düşürdü bile. Virüsün kısa sürede Orta ve Güney Asya ülkelerinden ABD’de ve Suudi Arabistan’da görülmesi; tüm dünyada büyük bir korkunun yaşanmasına sebep oldu. Bu korkunun biraz daha pompalanması ise daha önce eşi benzeri görülmemiş paniğe neden olabilir. Bu paniği sonlandırabilecek tek şey ise hastalığın tedavisi olacak…
Peki ya bu virüsün sızdığı şehirde bulunan laboratuvar, 2019nCoV adıyla anılan salgının tedavisini çoktan ürettiyse… Şu an tüm dünyada yaşananlar, bir anda milyarlarca dolar değerinde olacak bir buluşun pazarlama stratejisiyse…
Virüsün bir an önce kontrol altına alınması ve dile getirilen bu iddiaların bir senaryodan ibaret kalması tabi ki başlıca temennimiz.
Ama yine de parayı takip eden bu işin sonunda kazananın kim olduğunu takip etmekte fayda var…
Taha Dağlı/Haber7