Arap yarımadasında kaç devlet var: Suudi Arabistan, Yemen, Umman, Katar, BAE, Bahreyn, Kuveyt. Yukarıda Irak, Suriye, Ürdün, Lübnan, Filistin ve İsrail. Türkiye’den aşağıda, Arap yarımadasında 13 devlet var.
23 Arap ülkesi var. Din, dil, tarih, kültür, coğrafya hepsi aynı. Kimi krallık, kimi emirlik, kimi cumhuriyet, kimi diktatörlük.
Eski bilad-ı Şam topraklarında bugün 5 devlet var. Yarın bakarsınız Irak 3’e bölünmüş, Suriye 2’ye bölünmüş, Suudi Arabistan 3 ya da 5’e bölünmüş.. İran bölünürse o da 5’e bölünür.
Sevr’ciler Türkiye’yi de 5’e bölmek istiyorlardı. Ellerinden gelse, fırsat bulsalar bir saniye bile tereddüt etmezler.
Merkel ve Schulz’un “horoz dövüşü”nü izlemişsinizdir. Seçmenin dikkatlerini başka yöne çekiyorlar, İslam, Türk ve yabancı düşmanlığı ile geliyorum diyen bir savaşta kendi kamuoylarını meçhul bir geleceğe hazırlıyorlar.
Eski Hindistan sınırları içinde sadece Pakistan ve Bangladeş değil, Afganistan, Bhutan, Nepal, Myanmar ve Tayland da yer alıyordu.
Bakın, Suriye ne kadar Osmanlı ise, Yunanistan da, Bulgaristan da o kadar Osmanlı’dır. Yemen ne kadar Osmanlı ise, Bosna da o kadar Osmanlı’dır.
Mesela Yunanistanla aramıza kin ve düşmanlık olsun diye, Kıbrıs ve adalar sorun haline getirildi.
Keşmir’de Hindistan’la Pakistan arasında bir sorun olarak çıkartıldı ki, bunlar bir araya gelmesinler. Önce Pakistan ayrıldı Hindistan’dan, sonra Bangladeş Pakistan’dan ayrıldı.
Şimdi dünya derin devleti ülkelerin sınır, rejim ve iktidar yapılarını yeniden düzenlemek üzere harekete geçti. Çeyrek asırdır buna hazırlanıyorlardı. Önce FETÖ üzerinden İslam ülkelerini dizayn edeceklerdi. BOP bunun siyasi ve askeri ayağı olacaktı ama olmadı. Bu FETÖ olayı AK Parti ya da Türkiye ile sınırlı bir olay değil. Uluslararası sistemin bir maşası olan bir örgüt bu.
İslam bloku ile birlikte Çin, Hindistan ve Rusya yeniden dizayn edilmek isteniyor. İşin içinde tabi ki ABD de var, AB’de. İngiltere’de, Fransa, Almanya ve Japonya da var. Brezilya, Arjantin, Meksika, Avusturalya, Kanada bütün bu ülkeler masada olacak.
En önemli gündem başlıklarından biri Türkiye’nin nasıl kontrol edileceği. FETÖ, DEAŞ, PKK/PYD, Esad, Haşdi Şabi, Husiler, Boko Haram, Barzani’nin son çıkışı hep bu senaryo ile ilgili.
Türkiye’yi kontrol altına almak için çevremizdeki komşu ülkeler üzerinden askeri bir abluka uygulanıyor. Akşener, Kılıçdaroğlu takımı, hepsi bilerek ya da bilmeyerek, isteyerek ya da istemeyerek, doğrudan ya da dolaylı olarak bu kirli olayın içindeler.
Kuzey Kore durduk yerde çıkmadı.
Bu savaş bir yerde din ve gelecekle ilgili bir savaş olacak. Mehdi, Mesih, Yecüc-Mecüc, Dabbetülarz, sekine, Melheme-i Kübra, Armageddon, uzaylılar, her ne ararsan bu süreçte hepsi sağanak gibi gelecek. Din, mitoloji, teknoloji, bilim kurgu, sanal gerçeklik, hepsi birbirine karışacak.
Allah’ın bizi nasıl imtihan edeceğini bilmiyoruz. Batı insanı, kâhinlerin anlattıklarına bakarak gelişmeleri, gerçek olacağını düşündükleri bir korku filmi izler gibi izliyorlar.
FETÖ aslında Türkiye’nin liderliğinde İslam dünyasını “Savaşın efendileri”ne altın tepsi içinde sunarak dünyayı yeni bir dünya savaşından kurtaracaktır. Ama Erdoğan bu barış umudunu yoketti. Şimdi kıyamet savaşı için savaş cinleri şişeden çıktı ya da çıkmak üzere. Deccal özgür kaldı! Anti Chirist güçler kılıçlarını bileylemeye başladılar.
FETÖ’nün hayal dünyasındaki “gerçeklik” bu kurgular üzerinde şekilleniyor. Bu kabule göre Erdoğan ve AK Parti yeni dünya savaşının sorumlusu! Şimdi anlaşıldı mı Merkel ve Shultz’un tedirginliğini.. Wilders’in, PEGIDA’lıların, Macron’un endişesini.
FETÖ’nün çözümü açık, basit ve net! Dünya derin devletine itaat edeceksiniz. Galiplerin yanında duracaksınız. Yoksa kaybedenlerden olacaksınız.
1. Dünya Savaşı’nda bizi yenilgiye uğratanlar bunlardı. Yanlış ata oynamıştık. İngilizlerden yana olacaktık! 2. Dünya Savaşı’nda geç de olsa akıllandık. Galiplerin yanında yer almak için ABD’ye ve İngiltere’ye sadakatimizi sunduk. Onlar istediler biz İsrail’i ilk tanıyan ülkelerden biri olduk. Savaş bittikten sonra galiplerin yanında yer aldığımızı göstermek için Almanya ve Japonya’ya savaş ilan ettik.
Aslında Cumhuriyetin ilanı ile birlikte rejim olarak Kemalistler tercihini bu yönde yapmıştı!. Dinle, tarihle, gelenekle bağlarımızı koparacaktık. Lozan bu yönde atılan bir adımdı, devrimler bunun için yapıldı. DP böyle bir senaryonun bir parçası idi. FETÖ bu sürecin tabii bir sonucu olarak ortaya çıktı. Bu anlamda CHP ile FETÖ arasında bir ayrılık yok. FETÖ bu işte yalnız değildi. Onun öncüleri var, paralel yürüyenler var, sonrası var.
Ve kaçınılmaz son! Evdeki hesaplar çarşıya uymadı. Hem işler bu noktaya nasıl geldi, bu konuda anlaşamıyorlar, hem de bundan sonraki yol haritası konusunda bir uzlaşı yok. Bütün dengeler altüst. Kesin olan bir şey varsa o da bundan böyle hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı.
Biz bugün yaşadığımız sürecin sıradan bir süreç olmadığını bilmemiz gerek. Uluslararası sistemin içimizdeki ajanlarına karşı dikkatli ve duyarlı olmamız gerek.
Yani demem o ki, bu iş AK Parti, Erdoğan meselesi değil.. Dünya son derece kritik bir eşikte. Başaracaklarına inansalar hemen harekete geçebilirler. Korktukları başlattıkları süreci kontrol edememe endişesinden kaynaklanıyor. Çünkü kontrol edemedikleri güç kendilerine hizmet etmez.
Şunu görelim: FETÖ olayı sıradan bir terör ya da bir cemaatin iktidarı ele geçirmek için darbe planından ibaret değil. Bu işin içinde ABD, İngiltere, İsrail, Vatikan, Almanya var..
FETÖ’cüler de artık uyanmalı. Dünya ve ahiretlerini mahvedecek bu şeytani oyunun parçası olmaktan yakalarını kurtarmalılar.
Bu arada, NATO cephesinde işler karışık. Soros her an sanık sandalyesine oturtulabilir. Ya da Trump da öyle. Pentagon ile Rothschildler arasındaki makas açılıyor. Bir yandan dünyanın değişik noktalarında savaşın fünyesini ateşlemeye çalışırken, öte yandan kendi aralarında derin bir hesaplaşma, hatta örtülü bir iş savaş var. Madem savaş istiyorlar, gelsinler. Gelecekleri varsa, görecekleri de var. Amerikalı, Avrupalı İslam düşmanları, Siyonistler düşünsün!
Görelim Mevla’m neyler. Onların bir planı varsa, Allah’ın da bir hükmü var. Bizi şer gibi gelse de bu olaylar, kim bilir, belki de Allah bu işte bizim için hayırlar murat etmektedir. Allah var, gam yok! Selam ve dua ile.
Abdurrahman Dilipak