23 Haziran İstanbul BBB seçiminin yapıldığı gün Beyaz TV’de uzun saatler diğer katılımcılarla birlikte seçim sonuçlarını değerlendirmiştik. Seçimi 800 bin oy farkı ile İmamoğlu’nun kazanması üzerine millet iradesinin tecelli ettiği sandık sonuçlarına saygılı olduğumuzu özellikle açıklamıştık.
31 Mart’ta ilk raundu BB Meclisi’nde AK Parti kazanırken 23 Haziran’da 2’nci raundu Millet ittifakı adayı İmamoğlu kazanmıştı. Ancak, İmamoğlu’nun VIP meselesi üzerinden Ordu Valisi’ne ağır hakaret ettiğine yönelik tüm yaşananların kameralarla tam tespit edilmesi ve olay yerinde görevli polislerin önünde bu hakaret olayının gerçekleşmesine rağmen canlı yayında moderatör İsmail Küçükkaya’nın “Valiye hakaret ettiniz mi?” sorusuna canlı yayını izleyen 10 milyonlara yalan söyleyerek cevap vermesi affedilecek hafife alınacak bir durum asla değildi. Kendisinin vali ve milletten özür dilemesi gerekirken ‘Vali bize tuzak kurdu bizden özür dilemelidir!” sözü ise, pişkinliğine tüy dikmiştir. Küfreden kendisi, özür dilemeyi bekleyen de o. Biz, 16 milyon nüfusu olan dünyanın en önemli ve büyük şehirlerinden biri olan İstanbul’un Belediye Başkanı’ndan söz ediyoruz. Ben bu düşüncelerle İmamoğlu, valiye hakaretten kamu hizmetlerinden yasaklanacak bir süre ceza alırsa ne olur sorusunu sorunca milli iradeyi tenkit etmeyelim veya İmamoğlu’nu kahramanlaştırmayalım şeklinde müdahalelerle karşılaştım. 34 gün önce bazı gazete köşe yazılarında devletin üst katlarında da İmamoğlu’nun görevden alınıp alınmayacağı konusunda farklı görüşler olduğu iddiaları ortaya atılmıştı. Zira Ordu Valisi kendisine hakaret eden İmamoğlu hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Kamuoyunda genel kanaat 800 bin fark atan bir belediye başkanının bu suçtan görevden alınmasının mümkün olmadığı yönündeydi.
Zira küresel bir proje olan İmamoğlu Beylikdüzü ilçesinde gayet başarısız bir belediyecilik sergiledi. Zira bizzat kendisi de müteahhitti ve diğer müteahhitlerle el ele vererek, bu güzide beldeyi de betonlaştırarak çığırından çıkardı. Zaten E5’ten geçen herkes, yolun iki tarafındaki ilçelerin (BeylikdüzüEsenyurt) nasıl betonlaştırıldığını, doğru dürüst yolu ve altyapısı bulunmayan beldenin dikey mimariyle nasıl yaşanılmaz hale geldiğini görüyor ve sebep olanlara lanet ve beddua etmeden yapamıyordu.
İMAMOĞLU VE BABASI NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK SUÇUNDAN YARGILANIYOR
Beylikdüzü’nü perişan eden İmamoğlu’nun neden ve kimler tarafından mükafatlandırılarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne aday yapıldığını özellikle Beylikdüzü ‘Bey Konakları’ projesindeki dolandırılan konut sahipleri soruyor? Ekrem İmamoğlu ve babası Hasan İmamoğlu’nun birlikte yargılandığı davanın babaoğlun ortak olduğu İmamoğlu İnşaat Ticaret Ltd. şirketinin Beylikdüzü’nde yaptıkları ‘Beykonakları’ projesinde kamu malını işgal edip, konut sahiplerinin dolandırdıkları iddiasıyla açıldığı öğrenildi. Kamuya ait değeri 20 milyon TL olan yaklaşık 3 bin metrekarelik yeşil alanı usulsüz olarak projeye dahil edip villa alan vatandaşları dolandırdığı ileri sürülen İmamoğlu hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca ‘dolandırıcılık’ suçlamasıyla iddianame düzenlendiği anlaşıldı. İmamoğlu Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde babası ile dolandırıcılıktan halen yargılanıyor.
DOLANDIRICILIKTAN CEZA ALIRSA
İmamoğlu’nun ‘Nitelikli dolandırıcılık’ suçundan ceza alırsa seçilme yeterliliğini kaybettiği için belediye başkanlığı hukuken sona erdirilecek. “Dolandırıcılık suçu, failin hileli davranışlarla bir kimseyi aldatması, mağdurun veya başkasının zararına olarak kendisine veya başkasına yarar sağlamasıyla oluşur. TCK 158. Madde’de tarif edilmiş nitelikli dolandırıcılık suçu ise, suçun belli dini, sosyal, mesleki, teknolojik araçların veya kamu kurumlarının araç olarak kullanılarak işlenmesidir.
Bakalım Beylikdüzü’nde daha neler çıkacak?
Bülent Orakoğlu/Yenişafak